Çocuklarda yeni bir “Tanı” için hazır mıyız? Egzersiz Eksikliği Bozukluğu (EEB)
Çocukların inaktif yaşam sürmesine sebep olan televizyon, bilgisayar, ipad gibi teknolojik araçlar gün geçtikçe çocuklar için vazgeçilmez hale gelmekte ve günlerinin önemli bir bölümünü bu araçların başında geçirmektedirler. Hareketsizliğe eğilimin fazla olduğu bu süreçte, çocukları aktif bir yaşam için teşvik etmek gelecekte karşılaşılacak sorunları önlemek adına büyük önem taşımaktadır.
Aktivite yetersizliği durumunda çocukların dolaşım, solunum, kas-iskelet sistemi gibi önemli sistemleri yeterli düzeyde gelişmez. Böylece obezite, bel-boyun ağrısı, omurga eğriliği, kalp-damar hastalıkları, depresyon gibi çeşitli sorunlar ile karşılaşılması kaçınılmaz hale gelir. Bu duruma dikkat çekmek adına literatürde son yıllarda geliştirilen Exercise-Deficit Disorder (Egzersiz Eksikliği Bozukluğu-EEB), uzun dönemde sağlık ve iyilik halini etkileceyek olan çocukluk dönemindeki azalmış hareket ya da azalmış egzersiz olarak tanımlanan yeni bir tanıdır.
Her yeni yaş ile birlikte çocukta yeni hareket becerilerinin gelişimi ve bununla birlikte kas kuvveti artışı ve iskelet sisteminin uygun şekil alması beklenir. Çocuğun uygun hareket becerilerini geliştirmesi, yeterli düzeyde aktif olması ile ilişkilidir. EEB tanısı için çocuğun yaşına uygun olan hareket becerileri, kas kuvveti, postürü ve aktivite düzeyi değerlendirilir ve yetersizliğin saptanması ile çocuğa EEB tanısı konulabilir. Günümüz çocuklarının aktivite düzeyleri gözönünde bulundurulduğunda EEB’nin yaygın olarak varolduğu düşünülmektedir.
Bu sorunla baş etmenin temeli; çocukları aktiviteye yönlendirmek ve onların hareketini kısıtlayan teknoloji kullanımlarını düzenlemektir. Aslında teknoloji, doğru kullanıldığında yaşamı kolaylaştırmak adına insanlara çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Bu durumda çocuğu hareketli yaşamaya motive ederken teknolojiyi doğru kullanmayı da ona öğretmeliyiz. Bunun için de sağlık profesyonelleri olan bizlere ve ailelere görevler düşmektedir. Aşağıda EEB ile baş etmek için bu görevlerden temel olanları verilmiştir:
- Özellikle 7 yaşına kadar olan süreç; yürüme, koşma, sıçrama gibi temel hareketlerin gelişimi için oldukça önemlidir. Bu hareketlerin tamamlanabilmesi için özellikle bu süreçte çocuklar dışarıdaki aktivitelere katılmak için motive edilmelidir. Bunun için de çocuklara eğlenceli gelen aktiviteler seçilmeli ve gerekirse aileler de çocuklarla birlikte bu aktiviteleri yapmalıdır. Örneğin araba yıkama, ağaç dikme, su savaşı gibi aktiviteler çocuk ve ailenin birarada yapabilecekleri aktivitelerdir.
- Çocuklar zamanlarını geçirebilecekleri farklı hobilere (satranç oynama, piyano çalma vb.) yönlendirilmelidir.
- Spora özel hareket becerileri özellikle 7 yaş sonrası gelişeceğinden çocukların bir spor dalına katılması bu dönemde sağlanmalıdır.
- Yaşıtlarının olduğu ortamlarda çocuk, teknolojik araçlarla oynamayı değil onlarla oynamayı tercih etmelidir. Bunun için de uygun oyun ortamı yaratılmalıdır.
- Herbir teknolojik aracın kullanım amacı, fazla kullanılırsa zararları, uygun kullanım alanları ve süreleri konusunda çocuklar ile anlaşma yapılmalıdır. Örneğin; haftada iki kez 40-60 dakikalık internet kullanımı çocukluk için uygun kullanım sıklığı ve süresi olarak bildirilmiştir.
Bunlara rağmen çocuk aktiviteye teşvik edilemiyorsa; çocuğun yetersizliklerine ve ilgi alanına uygun olarak hazırlanacak egzersiz programı için spor hekimleri, fizyoterapistler veya beden eğitimi öğretmenleri gibi egzersiz reçetesine hakim bireylere ulaşılmalıdır.
Kaynaklar:
- Andrea Stracciolini, M. D. (2013). Exercise Deficit Disorder in Children: Are We Ready to Make This Diagnosis?.Physician and Sportsmedicine, 41(1).
- Faigenbaum, A. D., & Myer, G. D. (2012). Exercise deficit disorder in youth: Play now or pay later.Current sports medicine reports, 11(4), 196-200.
Yorum Yazınız